Sporda Stres Yönetimi ve Teknikleri

Sporda Stres Yönetimi ve Teknikleri

Önsöz

Küresel bir olgu olarak spor, toplumların sosyo-ekonomik koşullarına bağlı olarak yaygınlık kazanırken, ekonomik açıdan etkileri spor sektöründe de kendini aynı şekilde göstermektedir.
Küreselleşmenin yanı sıra profesyonelleşme süreci; sportif etkinlikleri bir oyun olma özelliğinden çıkartıp, ekonomik düzeyde işleyen bir alana dönüştürmüştür.

Bunun sonucunda ise, kazanma kültürü ve başarı elde etme arzusu, sportif değerlerin önüne geçerek stres yükü ağır ortamların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Yoğun stres ortamlarının aktörleri olan kulüplerin üst yönetici, bütün idari yönetim birimleri, profesyonel sporcular, teknik adamlar dahil, sektördeki hemen hemen herkes yoğun stres altında çalışmak zorunda kalmaktadır.

Spor dünyasının ana aktörü konumunda bulunan, her daim performansını en üst düzeyde tutmak zorunda bırakılan profesyonel sporcular, en yüksek beklenti ile stres yükünün en önemli bileşeni haline gelmiştir. Profesyonel sporlardaki motivasyon, iç güdü, stres ve stresör etkiler, zihinsel hazırlık, duygusal yeterlilik gibi psikolojik kavram ve etkileşimlerin rolü yadsınamaz bir gerçektir.

Günümüz takım sporlarında bir çok ülke, teknik-taktik ve kondisyonel özellikler açısından neredeyse eşit duruma gelmiş bulunmaktadır. Bu alanlardaki gelişmeler, yenilikler ve antrenman özellikleri saptanmış durumdadır. Buna rağmen oyunun sonucunu etkileyecek skorlar hala dengelenememiştir. Bunun nedeni ise, son yıllarda gündeme gelen bir çok gelişmiş ülke spor kulüplerinin kullandığı psikolojik yaklaşımlardır.

Spor Psikolojisi, sportif performansın artırılmasına yönelik bir eğitim veya sporcunun var olan performansının sahaya yansıtılmasını sağlayan bir süreç olarak bilinir. Bir sporcudan fiziksel ve zihinsel yetilerini yaptığı iş için en üst seviyede kullanabilmesi, yani performansını tam olarak kullanabilmesi beklenmektedir.

Sporcunun performansını artırması ve bu performansını yaptığı işe aktarması, onun zihinsel hazırlığı ile mümkün olmaktadır. Özellikle bir profesyonel sporcunun eğitim hayatı ile amatörlükten profesyonel sporculuğa geçiş dönemlerinde, yaşamını doğrudan etkilediğini düşündüğümüz ve performansına etki eden stres ve stresörlere karşı bir takım çözüm yolları bulabilmek, bu kitabın ana konusunu oluşturmaktadır.

Birçok sporcu okula başladıklarında veya okul hayatları boyunca çeşitli hoş olmayan deneyimlerle karşı karşıya gelmektedir. Bu olayların bazıları onların ilerde özgüvenlerini etkileyecek, kendileri ve potansiyelleri hakkında olumsuz düşünce formatı veya inanç geliştirmelerine ortam hazırlamaktadır.

Spor başarılarını ve performanslarını aşağı çeken geçmiş okul deneyimleri olduğunun farkında olamadan, kendilerini başarılı bulamadıklarından dolayı acımasızca eleştirmekteler
ve özgüven eksiklikleri gittikçe daha acı verici hal almaktadır.

Duyguların bilinçli olarak yönetilebilmesi, bir sporcunun başarısını etkileyen önemli bir faktördür. Bu yüzden, antrenmanlarda duyguların ele alınması gerekmektedir. Duyguların kontrol altına alınması, onların baskılanması anlamına gelmez çünkü duygularımız deneyimlerin ve öğrenme sürecinin kontrolü altındadır.


Bir sporcu duygularının farkına varamaz ve yönetemezse, iyi bir performans sergilenmesi beklenmemelidir. Genelde genç sporcular bir yandan beğenilmek ve kabul görmek isterken, bir yandan da kendilerine güven eksikliği hissederler.

Bu da sporcuların düşük performans sergilemesine ve yoğun strese neden olur. Kendilerinden yüksek performans sergilemesi beklenen sporcular, uzun ve yorucu bu yolda, antrenörleri başta olmak üzere, kulüp idarecilerinden, izleyicilerden, basından, takım arkadaşlarından ve doğal olarak ta kendi aile bireylerinden destek görmeyi bekler. Bu gerçek te gözden kaçırılmadan, sporcuların özgüvenlerini sarsacak konuşmalardan kaçınmak, cesaret verici ve teşvik edici konuşmalarla desteklemek, onların stres seviyelerinin düşmesinde diğer bir
önemli faktördür.

Sporcuların stres seviyelerini aşağı indirebilmek ve kontrol altına alabilmek için ne yapacaklarını iyi bilmeleri gerekir. İşte biz de kitabımızda onların her an ellerinin altında kolayca bulabilecekleri bazı yollar ve teknikler sunmayı düşündük. Kitaptan aldıkları bilgilerle kendi iç huzurlarını artırabilir ve performanslarını aşağı çeken nedenleri kısa zamanda ortadan kaldırabilirler.

Bilimsel çalışmalar, stres ve stres yaratan durumları kontrol altına almakta nefesimizi kontrol etmenin yararlarını ortaya koymuştur. Birçok kişinin, nefeslerini rahatlamak ve stres seviyelerini azaltmak için kullanmakta olduğu gerçeğinden hareket ederek, biz de kitabımızda doğru diyafram nefesleri hakkında detaylı bilgi verdik ve bazı tekniklerle çözümler sunduk.

Performans sporcularının çok çekişmeli olan maçlarda başarıya odaklı olarak performans gösterirken, rakip takım oyuncusunun bilerek veya bilmeyerek yaptığı fauller ortamın gerilmesine zemin hazırlamaktadır. Öfke ve kızgınlık kontrolü konusunda eğitim almamış sporcuların kısa zamanda öfke patlamasına doğru gittikleri ve takımın diğer fertlerinin de onu korumak adına benzer duyguları geliştirdiği görülmektedir.

Kızgınlık çok hafif bir etkiden, şiddetli olanına kadar yayılabilen bir duygudur. Öfkeyle birlikte kızgınlık esnasında, vücut üzerinde bazı fizyolojik ve psikolojik değişimler görülür. Bedenin biyokimyasında adrenalin ve noradrenalin hormonunun salınımı artar. Nefes alıp verme ve kalp atışı hızlanır. Göz bebekleri büyür, tansiyon çıkar ve bu durumun normale dönmesi hemen mümkün olmaz. Kızgınlık, birçok nedene bağlı olarak kolayca gelişebilir.

Bu duygu, kişinin dış dünyası ile ilgili olduğu kadar, içsel de olabilir. Belirli seviyede bir kızgınlık normaldir ve hayatın devamlılığı için gereklidir fakat belirli bir düzeyi aşarak
kişiye veya çevresine zarar vermeye kadar ulaşan durumlarda kontrol edilmesi gerekmektedir. Kızgınlık kontrol edilebilir bir duygudur ve önemli olan, kızgınlık sınırını koruyabilmektir.

Bu sınırı koruyabilmenin yollarından birisinin doğru ve kaliteli nefes alış verişinde yattığını kitaptan öğreneceksiniz çünkü doğru nefes alışverişi insanı sağlam bir sinir sistemine, dengeli bir zihne ve huzurlu bir yapıya kavuşturur. Derin, düzenli ve dikkat odaklı nefes alıp verme beden sistemini yavaşlatır ve daha uzun zamanda düşünerek hareket etmemizi sağlar. Kalp atışlarımızı ve hormonal sistemimizi dengeye getirir. Gereksiz adrenalin üreterek, ‘savaş ya da kaç etkisi’ yaratmamızı engeller.

Kızgınlığın katlanılabilir bir seviyeye çekilmesine imkan verir ve maçlar esnasında daha sakin ve dingin kalabilmenizi sağlar. Doğru nefes alıp vermenin dışında, yeni ortaya çıkmış tekniklerden birisi olan EFT (Duygusal/Zihinsel Özgürleşme Tekniği)’yi, sporcuların olumsuz duyguları ve yoğun stresleriyle baş etmelerinde büyük destek sağlayabilir düşüncesiyle kitabımızda sizlerle buluşturduk.

Kitabımızda geniş yer verdiğimiz EFT, son yıllarda enerji psikolojisi alanında gelecek vaat eden gelişmeler ve özellikle, insan sağlığına artık holistik (bütüncül) çözümlerle heyecan verici yeni bir bakış açısı oluşturmaya yönlendirmiştir. EFT’nin arkasındaki teori, tüm duygusal rahatsızlıkların, bedenin enerji sistemindeki aksaklıklardan ortaya çıktığına dayanır. Bu aksaklıklar giderilirse, duygusal rahatsızlık da ortadan kalkar. Bu, duyguyu tamamen ortadan kaldırmak anlamına gelmez; fakat aşırı duygusal olmayı nötr hale getirecek bir yoldur. EFT, tüm negatif duyguların sebep olduğu bedenin enerji sisteminde bir kesinti yarattığı gerçeğinden hareket eder. EFT’ye özgü olarak, sonuç kalıcıdır ve kişinin bilinci, iyileşmenin doğal sonucu olarak genelde değişir.

Asrımızda psikolojik ve ruhsal olarak iyileşme yaratan birçok teknikten biridir; fakat duygusal çözümleme açısından önemli bir yer tutar çünkü EFT, insanların mutlu olmalarına engel olan ve bilinçaltında baskılanmış halde duran duygulardan kurtularak yaşamlarında hedeflerine ve hayallerine ulaşmalarına büyük bir destekçidir. Problem yaratan duygulardan gerçek anlamda kurtulmayı sağlayan, uygulanması hızlı, kolay ve pratik olan bir tekniktir.

Sporda gelişmiş ve seviyesi yükselmiş bir performansın arkasında anksiyetenin iyileştirilmesi gerçeği, bizi bu teknik hakkında sizi detaylı bilgilendirme amacına yöneltti. İstedik ki, EFT çalışmalarının değiştirip dönüştürücü gücünden tüm spor camiası olarak faydalanın.

Spor dünyasının aktörlerine yeni bir içgörü kazandırmayı öngören bu kitabın hedef kitlesi; okullarda, sahalarda, salonlarda ter döken profesyonel sporcular ile onların performanslarını üst düzeye çıkarmaya çalışan teknik heyetler ve onları yöneten idari birimler olacaktır.

Kitabımız 4 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümünde; stresi tanımanıza ve bedeninizde olanları anlamanıza yarayan bilgileri, ikinci bölümde; genç sporcu çocuklar ile profesyonel sporcuların karşılaştıkları yoğun stres yaratan ortamlarını, üçüncü bölümde; stres seviyenizin azalmasına ve stres seviyenizi kontrol altında tutabilmenize destek olacak bazı yolları, son bölümde ise kısa süreli çözümler yerine, uzun süren yapıcı-değişim dönüşüm yaratıcı-stres seviyesini dengede tutucu, teknikler ve yöntemler sunulmaktadır.

Sonuç olarak bu kitap, yoğun stres altında olduğunu anlamayanlara bedensel farkındalık kazandırmaya, doğru ve kaliteli nefes almayı verilen tekniklerle öğrenerek fiziksel-zihinsel-duygusal farkındalığı artırmaya, bazı nefes egzersizleri ile stres seviyenizi yükselten olumsuz duygulardan kısa zamanda kurtulmaya, EFT (duygusal/zihinsel özgürlük) tekniğini öğrenerek, başarınızı gölgeleyen ve üst seviyede bir performans sergilemenizin önündeki travmalarınız dahil zihinsel/ fiziksel ve ruhsal blokajlardan kurtulmanıza destek olacaktır.

Bu kitap, sadece yoğun stres altında oyun sergileyen sporcular ve onları hazırlayanlar için değil, aynı zamanda stres seviyesini kontrol altına alamayan diğer herkes için de yararlı olacak bir kaynak niteliğindedir.